Kimsenin Tekrar Kırmak İstemeyeceği 10 Guinness Dünya Rekoru

1 dakikada okuyabilirsin


1
3 paylaşım, 1 puan

Çoğumuz bir Guinness Dünya Rekoru kırmayı hep hayal ederiz. Kim dünyanın en büyük balonlu sakızını şişirmek veya en geniş trafik konileri koleksiyonuna sahip olma rekorunu kırmak istemez ki? Ancak bazı rekor sahipleri şu anda sahip oldukları rekoru hiçbir zaman planlamadılar veya istemediler ve çok az kişi onları tahtından indirmeye çalışmak isteyecektir. Kimsenin tekrar kırmayak istemeyeceği işte o 10 Guinness Dünya Rekoru:

  1. 10 Bir kasırga tarafından en uzağa atılma ve hayatta kalma rekoru


    Matt Suter, memleketi Fordland, Missouri üzerinde bir fırtına koptuğunda 12 Mart 2006'da 19 yaşında bir lise son sınıf öğrencisiydi. Suter, olayın yaşandığı Pazar gecesi büyükannesi ve engelli bir amcasıyla birlikte büyükannesinin yaşadığı karavandaydı. Rüzgar ve yağmur damlaları karavana vururken, Suter bir koltuk üzerine çıktı ve pencereyi kapatmaya çalıştı.

    İşte o zaman Suter bir kükreme duydu. "Bize doğru gelen ses 10 askeri jet gibi, gittikçe yükseldi," dedi. Karavanın ön ve arka kapıları patladı ve duvarlar, zemin ve tavan jöle gibi hareket etmeye başladı. Karavan devrilmeye ve duvarlar çökmeye başladı. Sonra bir lamba Suter'in kafasına çarptı ve onu bayılttı. Büyükannesi şok içerisinde onu izlerken, Suter'in gevşek vücudu girdabın içine çekildi.

    Bu bir F2 kasırgasıydı ve Suter'ın yaklaşık dört futbol sahasına denk gelen 398,37 metre kadar uzağa savrulmasına neden olmuştu. Kafasına çarpan lambanın sebep olduğu küçük bir kafa yaralanması dışında bir tarlada canlı ve zarar görmeden uyandı. Büyükannesi ve amcası da mucizevi bir şekilde ağır mobilyalarla kendilerini yere sabitleyerek dağılan karavandan sağ çıkmayı başardılar. 

    Suter’in rekor kıran uçuşu aslında emsalsiz değildir. 1999'da Oklahoma'da meydana gelen kasırga, bir bebeği 30 metre uzağa fırlattığında o da hayatta kaldı. Yine yaşanan başka bir olayda; Güney Dakota'lı bir kız ve midillisi, 1955'te bir kasırga onları yaklaşık 300 metre savurduğunda yine zarar görmemişti.

  2. 9 En üretken ebeveynler


    87 çocuk! Evet evet tam 87 çocuklu bir aile. Guinness Dünya Rekorlarına göre, Moskova'daki Shuya Bölgesi'nde 18. yüzyılda yaşımış olan Feodor Vassilyev'in ve iki eşinin 22 çift ikiz, 9 üçüz ve 4 çift dördüz çocuğu bulunuyordu. 

    Vassilyev 1707 civarında doğdu ve 18 yaşında ilk kez baba oldu. 58 yaşında artık çocuk sahibi olmayı bırakmıştı. Çocuklarının ikisi hariç hepsi bebeklik döneminde hayatta kalmıştı ve bu o zaman için dikkate değer bir sayıydı. 75 yaşında kendisiyle röportaj yapıldığında, çocuklarının 84'ü hala yaşıyordu. Vassilyev'in sahip olduğu çocuk sayısı o kadar olağanüstüydü ki, İmparatoriçe II. Katerina ile buluşması için St. Petersburg'a gönderildi.

    Peki bu en üretken anne kimdi? Bu Feodor’un ilk karısıydı. Kimse onun adını anma zahmetine girmemiş gibi görünüyor, halbuki kocasından çok daha fazla övgüyü hak ediyor. Sonuçta 27 hamilelik ve 69 doğum yapmış bir kadın olarak adının dahi bilinmemesi ve geçmemesi utanç verici. Feodor’un ikinci karısınında yine adı belirtilmemiş. İkinci karısıda sekiz hamilelik ve 18 doğumla sadece sayılar şeklinde önemsiz bir detay olarak kayıtlara geçmiş.

  3. 8 En ağır insanlar


    Kayıtlara geçen en ağır kadın ve erkeğin her ikisinin de Amerikalı olması kimseyi şaşırtmamalı. ABD, 2013 yılında tüm ülkeler arasında %34 ile en yüksek obezite yüzdesine sahip ülkedir. 

    Jon Brower Minnoch, Washington'da yaşıyordu ve 12 yaşındayken 135 kilogram ağırlığındaydı. Ağırlığı, 1978'de kilosu 635 kilogram olan zirve ağırlığa ulaşana kadar istikrarlı bir şekilde arttı. Aynı yıl Mart ayında kalp ve solunum yetmezliği yaşadı ve Seattle'daki Üniversite Hastanesine nakledildi. Onu hastaneye götürebilmesi için 12 itfaiyeci büyük çaba göstermiştir. Hastanede kendisine büyük bir ödem taşıdığı yönünde bir teşhis kondu. Doktoru kendisinin 400 kilogram birikmiş sıvı taşıdığını tahmin etti. İki yıl boyunca hastanede birbirine tutturulmuş iki yatakta yattı. Onu ters çevirmek için tam 13 kişi gerekiyordu. 

    Hastanedeyken Minnoch, Jeannette adında bir kadınla evlendi ve evlendiği kadın sadece 50 kilogram ağırlığında olduğu için eşler arasındaki en büyük ağırlık farkı rekorunu kırdılar. Minnoch 1.200 kalorili bir diyete alındı ve 1980'de taburcu edildiğinde, 419 kilo ile şimdiye kadar kaydedilen en büyük kilo kaybının da sahibiydi. Ancak bu durum vücuduna zarar verdi ve 1983'te 41 yaşında öldü.

    544 kilogram ile de Floridian Rosalie Bradford da en ağır kadın olarak Guinness Dünya Rekorları kayıtlarında yer alıyor. Minnoch gibi, Bradford da tüm hayatı boyunca obezite ile mücadele etti. Ancak evlenene ve bir çocuğu olana kadar kilo problemleri yaşayan birisi değildi. O kadar depresyona girdi ki ağrı kesicilerle intihar etmeye çalıştı ama kilosu o kadar fazlaydı ki haplar günlerce uyumasını sağladı.

    Floridian Rosalie BradfordBradford kilo verme uzmanı Richard Simmons ile iletişime geçtikten sonra diyet ve egzersiz programına başladı. Başlangıçta egzersizi sadece ellerini çırpmaktan ibaretti. Bir yılda 190 kilogram kaybetti ve sonunda bir kadın için rekor kilo kaybı olan toplam 317 kilogram kaybetti. 1992'de yılında 136 kilogramın altındaydı. Hayatı yavaş yavaş normale dönen Bradford üniversitede psikoloji alanında bir derece kazandı ve ülke genelinde motivasyonel konuşmalar yapmaya başladı. 2006 yılında 63 yaşında hayatını kaybetti.

  4. 7 Bir insanın vücudundan çıkarılan en fazla ve en büyük böbrek taşları


    Hindistan'ın Shahadah kentinde bir dükkan sahibi olan 45 yaşındaki Dhanraj Wadile, Aralık 2009'a kadar altı aylık akut karın ağrısına maruz kaldı. Dr. Ashish Rawandale-Patil, Wadile'ın böbrek taşlarından muzdarip olduğunu belirledi. Dr. Patil, bir endoskop ve neşter kullanarak, boyutları milimetreden 2.5 santimetreye kadar değişen tam 172.155 kalsiyum oksalat ve fosfat taşını çıkarmak için dört saat harcadı. Hepsi Wadile’in sol böbreğinden çıkarılmıştı. 

    Dr. Patil’in ekibinin taşları sayması bir aydan fazla sürdü. Tamamlandığında, doğrulanmaları için hepsini Guinness'e gönderdi. Guiness Wadile'nin böbreğinden çıkan 172.155 taşla daha önce 14.098 taşla rekoru elinde bulunduran hastanın rekorunu kırdığını doğruladı. 

    Dhanraj Wadile ve Doktoru Ashish Rawandale-PatilEn büyük böbrek taşı için ise şanslı rekor sahibi Hindistan'dan, 37 yaşındaki Vilas Ghuge adlı Mumbai'li bir polis memuruydu. Şubat 2004'te Ghuge'dan 13 santimetre çapında bir böbrek taşı ameliyatla çıkarıldı. Normalde tipik bir böbrek taşı 9 santimetreden daha büyük değildir. 2009'da Sandor Sarkadi adlı bir Macar kendisine rakip olarak ortaya çıktı ve kendisinin böbreğinden hindistancevizi büyüklüğünde 1,13 kilogram bir taş çıkarıldı.

    Sandor Sarkadi'den çıkarılan böbrek taşı

  5. 6 En hızlı araba kazasından kurtulan


    Donald Campbell, hem karada hem de suda sekiz dünya hız rekoruna sahipti. Halen aynı yıl (1964) hem karada hem de suda hız rekorunu kıran tek kişidir. Ancak 16 Eylül 1960'da, hiç planlamadığı ve istemeyeceği bir rekorun daha sahibi olmuştur. 

    Donald, bir yarış öncüsü ve 9'u karada ve dördü suda olmak üzere 13 hız rekoru sahibi olan Sir Malcolm Campbell'ın tek oğluydu. Donald, babasının ölümünden kısa bir süre sonra bir Amerikalının babasının sudaki hız rekorunu kırmaya çalıştığını duydu ve ailesinin bayrağını dalgalandırması gerektiğine karar verdi. 1950'lerde Campbell, saatte 257 kilometre olan sudaki hız rekorunu saatte 418 kilometre olarak yukarı çekti. Başarısını sürekli olarak babasınınkine göre ölçüyor ve sık sık en yakın arkadaşına babasının kendisiyle gurur duyup duymacağını soruyordu. 1960 yılında genç Campbell babasının karadaki hız rekorunu kırmıştı ve yeni rekorun sahibi olmuştu. 

    Karadak hız rekoru John Rhodes Cobb tarafından belirlenen saatte 634 kilometrelik bir rekordu. Cobb da hem mevcut rekorları hem de kendi rekorlarını sürekli geliştirmeye çalışıyordu. Ancak 1952'de Donald’ın sudaki hız rekorunu kırmaya çalışırken hayatını kaybetti. 

    John Rhodes CobbDonald da kara hız rekorunu kırmak için Bluebird CN7 aracının saatte 643 kilometreyi aşabileceğinden emindi. Donald hız rekoru için altıncı test sürüşünü yaptığı sırada saatte 586 kilometre hızla giderken aracın kontrolünü bir anda kaybetti ve kaza yaptı. Bluebird’ün yapısal gücünün sağlam oluşu, 16 Eylül 1960’ın o kader gününde hayatını kurtardı. Ancak kazada aldığı darbeler nedeniyle kafatası kırıldı ve kulak zarı yırtıldı. 

    Donald aylar içinde tekrar hız denemelerine başladı. 1964 yılında Bluebird aracıyla saatte 648,5 kilometre gibi rekor bir hıza ulaştı. Kara hız rekorunu kırmasının ardından gözünü tekrar suya çevirdi. 4 Ocak 1967 tarihi Bluebird K7'si ile yaptığı son hız denemesiydi. Aracının kontrolünü kaybettiğinde hızı saatte 480 kilometreden daha fazlaydı ve bu kaza sonucunda hayatını kaybetti. Cesedi 2001 yılında kurtarılıncaya kadar Coniston Water Gölü'nün dibinde kaldı.

    Donald Campbell'ın Bluebird K7 aracıyla kaza yapma anı

  6. 5 Hastane koridorunda sedyede harcanan en uzun süre


    Guinness, 40 yaşındaki bir İngiliz olan Tony Collins, sedyede 77 saat 30 dakika yattığını bildirdiğinde yeni bir kategori yarattı. Collins şeker hastasıydı ve onu 24 Şubat 2001 Cumartesi günü İngiltere, Swindon'daki Princess Margaret Hastanesine gönderen bir virüse yakalandı. Hastane dolu olduğu için bir odaya ve yatağa alınabilmesi için beklemesi gerektiği söylendi. Sedyesi tuvaletin hemen yakınına koridora bırakaldığında saat 15: 00'dı. Nihayet Salı günü tamm 77 saat 30 dakika sonra saat 20: 30'da ona bir oda buldular. Durumunu kendisi şöyle açıklıyor: "Sırtım kötüydü, mahremiyetim yoktu ve hemşirelerin bana içecek bir şeyler getireceğine güvenmek zorunda kaldım. Çünkü bir sürahiyi bile koyacak yer yoktu".

    İronik olarak, Guinness Collins’in iddialarını araştırırken tekrar hastalandı ve Prenses Margaret'e döndü. Bu sefer sedyede 60 saat kaldı. Rekoruna gelince, "Ne yazık ki, sağlık sistemimiz nedeniyle muhtemelen her gün kırılan türden bir rekor olacak" dedi. Britanya’nın hükümet tarafından yönetilen, kamu tarafından finanse edilen sağlık sistemi olan ulusal sağlık hizmetinden bahsediyordu.

    Tony CollinsCollins'in tahmini gerçek oldu. Mart 2013'te 62 yaşındaki Herbert Edwards isimli başka bir hasta, şüpheli kalp krizi nedeniyle yine Swindon'daki Great Western Hastanesi'ne yatırıldı. Sedyede bir oda için toplam 144 saat yani tam altı gün bekledi. Ancak Collins’in rekorunu kıramadı çünkü koridor yerine belirlenmiş özel bir alanda tutulmuştu. Yine aynı hastanede 41 yaşındaki June Rogers, 88 saati sedye üzerinde olmak üzere toplam 157 saat yatak için bekledi. Collins'in rekorunu yine Rogers'da kıramadı, çünkü sedyede geçirdiği zaman sürekli değildi.

  7. 4 Aynı koldan çoklu el amputasyonu


    Bazı rekorların tekrarlanması olası değildir çünkü kimse onları kırmak istemez, aynı zamanda rekor sahibinin yarattığı tartışma nedeniyle de tekrarlanamaz. Clint Hallam’ın üç el amputasyonu tam da böyle bir rekor.

    Hallam’ın ilk ampütasyonu 1984 yılında, ülkesi Yeni Zelanda’da dolandırıcılıktan Christchurch’ün Rollston Hapishanesin'e nakledilirken meydana geldi. Daire testere sağ elini bileğinin üzerinden kesti. Cerrahlar uzvu tekrar bağladılar, ancak enfeksiyon kaptı ve 1988'de ikinci kez kesildi.

    On yıl sonra Hallam'a ilk, el nakli yapılacak kişi olarak tıbbi tarih yazma şansı teklif edildi. Teklifi kabul edem Hallam Fransa'nın Lyons kentine uçtu ve ölen Fransız bir motosikletçinin eli başarıyla kendisine dikildi. Hallam daha sonra yeni elinden en başından beri nefret ettiğini söyledi: “Bana dikilen el benim elimden daha büyük, tüysüz ve pembeydi." Hallam kendisini tedavi eden Fransız hemşiresine aşık oldu ve 12 yıllık karısını ve çocuklarını terk etti. Aşık olduğu hemşire Marti ile ilgili ise şöyle diyordu: ''Cerrahların bana vermiş olduğu tek iyi şey Marti oldu.''

    Hallam, doktorlarıyla iletişimi kesti ve alması gereken ilaçlarını almayı bıraktı. Kaçınılmaz olarak, vücudu eli reddetti ve 2001'de üçüncü kez elinin kesilmesi gerekiyordu. Tıp dünyası ve Fransız cerrahı, vericinin elinin boşa harcanması nedeniyle üzgündü. Hallam 2002'de başka bir nakil istedi, ancak talebi hiçbir zaman bir daha kabul edilmedi. 

  8. 3 En fazla kemik kırığı


    Evel Knievel olarak bilinen Robert Craig Knievel, 1977''de çeşitli engellerin üzerinden ve 150 rampadan rampaya son motosiklet atlayışını gerçekleştirmişti. Bu atlamaların 18'i sırasında düştü ya da büyük aksilikler yaşadı. Sonuç olara 35 farklı kemikte 433'ten fazla kırağa sahip olarak dünya rekorunun sahibi kişiydi. Kafatasını, burnunu, çenesini, her iki köprücük kemiğini, her iki kolunu, her iki bileğini, göğüs kemiğini, her bir kaburga kemiğini ve sırtını beş kez kırdı. Ayrıca her iki ayak bileğini, bazı ayak parmaklarını, sağ incik kemiğini, sağ dizini, kuyruk kemiğini, sol kalçasını kırdı ve pelvisi üç kez ezilip kırıldı.

    Şimdiye kadarki en kötü kazası, 31 Aralık 1967'de Las Vegas'taki Caesars Sarayı'ndaki çeşmelerden 43 metre uzaklığa atlamaya çalıştığı zamandı. Çeşmelerin üzerinden geçti ama atlayışı kısa kaldığı için düştü ve sürüklendi. Kaza nedeniyle üst bacağı ve leğen kemiği ezildi ve bir kalçasını, bir bileğini, her iki ayak bileğini kırdı ve onu 29 gün komaya sokan bir beyin sarsıntısı geçirdi.

    Emekliliğinde bile hastane ziyaretlerinin ardı arkası kesilmedi. Golf sahasında golf oynarken düşmesi protez kalça ile sonuçlandı. Knievel kendi jakuzisinde iki kez düştü, kaburgalarını ve bir dizini kırdı. Alkol nedeniyle karaciğerleri artık iflas ettiği için 1999'da karaciğer nakli yapıldı. Hayatının son zamanlarında karnına zımbalanmış, morfin ve sentetik eroini doğrudan omurgasına veren bir pompa vardı. 30 Kasım 2007'de pulmoner fibrozdan (akciğer sertleşmesi) öldü.

  9. 2 Bir günde en ölümcül olaylardan kurtuluş


    California, Clearlake'de sahibiyle yaşayan 10 aylık bir pit bull kırması olan Dosha, 15 Nisan 2003'te gerçekten kötü bir gün geçirdi. O sabah bahçesinden kaçmak için bir çitten atladı ve ardından bir kamyonet çarptı. Dosha, polis geldiğinde gözleri kıpırdamıyordu ve hareketsizdi. Köpeğin ölümcül bir şekilde yaralandığını düşünen polis, onu acısından kurtarmak için başından, sağ gözünün hemen altından vurdu. Hayvan kontrolü geldi ve öldüğünü düşündükleri Dosha'yı plastik bir torbaya koydular. Dosha'yı köpek barınağına geri götürdüler ve onu bir dondurucuya yerleştirdiler. İki saat sonra bir işçi dondurucuyu açtı ve Dosha'yı içinde otururken buldu.

    Polisin kurşunu, Dosha’nın beyninin çok yakınından vücuduna girmiş, kafatasında dolaşmıştı ve çenesinin altındaki deriye saplanmıştı. Ayrıca hipotermiden muzdaripti. Ancak oldukça şanslıydı ki geçirdiği ilk kamyonet çarpmasından dolayı vücudunda herhangi bir kırık olmamıştı. Mermi parçaları çıkarıldı, ancak sağ kulağında bir miktar işitme kaybı kaldı. Yaşadığı bu üç olayla ile adeta ölüme meydan okuyan Dosha'yı Guinness,  dünyanın en şanslı köpeği olarak adlandırdı.

  10. 1 Öldürmesi en zor


    İnsanların bu rekor için yarışmasını istemedikleri için, Guinness'in bunun için resmi bir kategorisi yok. Ama yaparlarsa, bir dizi ikinci olur. Çılgın bir gecede zehirlenen, üç kez vurulan, hadım edilen ve ölmeden önce donmuş bir nehre atılan Rus mistik Grigori Rasputin var. Ancak rekorun sahibi kesinlikle Michael Malloy olacaktır.

    Malloy, Ocak 1933'te New York'ta yaşayan 50 yaşında İrlandalı bir göçmendi. Eskiden itfaiyeciydi, ancak o zamanlar evsiz ve alkolikti. Beş tanıdık, ona üç sigorta poliçesi yaptırmak ve ardından onu öldürmek için bir plan yaptı. Komploculardan biri bir akşam Malloy'a içebileceğinden çok daha fazla içki içirerek kendi ölümüne sebep olabilecek bir şey yapmasını bekledi. Anca Malloy geceyi yerde dirsekleri üzerinde sürünerek geçirdi. 

    Barmen olan başka bir komplocu, Malloy'un viskisini antifrizle değiştirdi. Malloy kendinden geçmeden önce altı kadeh içti ama ölmedi. Malloy bir hafta boyunca antifrizden başka bir şey içmedi. Daha sonrasında kendisine içirilen şeyler terebentin, fare zehiri ile karıştırılmış at merhemiydi. İçecekler dışında bozuk sardalya ve istiridyeler de onu öldürmeye yetmemişti. 

    Bir gece komplocular Malloy'u -25 santigrat dereceye sahip bir soğuk hava deposuna kapattı ve çıplak göğsüne su döktü. Bu işe yaramayınca başka bir komplocu taksisiyle Malloy'a çarptı ve talihsiz adamı bez bebek gibi uçurdu. Komplocu daha sonra tam emin olmak için Malloy'un üzerinden geçti. Bu Malloy'u üç hafta hastanede tuttu. Son olarakta Malloy'un ağzına lastik bir hortum geçirdiler ve diğer ucunu bir gaz çıkışına sabitlediler. Malloy bayılıncaya kadar beklediler. Bir saat sürdü ve Malloy'un yüzü mordu ama sonunda buda işe yaramamıştı.

    Komplocular bundan paçayı sıyırabilirdi, ancak sigorta parası için polisin planın farkına varmasına yetecek kadar yüksek sesle kavga ettiler. Onlar yargılandı ve beş komplocudan dördü elektrikli sandalyeyle idam edildi. Hepsi de ilk denemede öldü.

Kaynak: 1


Paylaşmayı unutma!

1
3 paylaşım, 1 puan

Tepkin?

Yorumsuz Yorumsuz
0
Yorumsuz
Sinir şey Sinir şey
0
Sinir şey
Bayıldım Bayıldım
0
Bayıldım
Sevdim Sevdim
0
Sevdim
Ben Şok Ben Şok
4
Ben Şok
Koptum Koptum
0
Koptum
Üzüldüm Üzüldüm
0
Üzüldüm
Mikemmel Mikemmel
1
Mikemmel

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Yazmak İstersiniz?
Kişilik Testi
Hangi ünlüye benzediğini merak edenlere özel sorular dizisi hazırlayın
Quiz
Birazcık daha bilgi yarışması tadında doğru ve yanlış cevapların olabileceği sorular dizisi hazırlayın
Anket
Bir anket hazırlayın insanlar acaba ne düşünüyor hemen öğrenin
Metin
Kontrol tamamen sizde ne yazmak istediğinize siz karar verin
Liste
Yazacak sebebi çok olanlara
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Send this to a friend