Antibiyotiksiz Bir Dünya Mümkün Mü?

Dünyanın dört bir yanındaki tıp uzmanları, gün geçtikçe ilaçlara giderek daha fazla virüs ve bakteri direnç gösterdiğinden endişe duyuyorlar. Birkaç nesilde antibiyotiklerin işe yaramaz hale gelmesinden korkuyorlar. Bilim adamları zaten antibiyotiklerle tedavi edildiklerinde reaksiyona girmeyen bakterileri keşfettiler. Sonuç olarak, yeni ilaçlar geliştirilmesi gerektiğinden tıbbi tedavi daha pahalı hale gelecektir.

Doktorlar ve diğer sağlık uzmanları, antibiyotiklerin yanlış şekilde kullanıldığını eleştiriyorlar. Genellikle virüs ve bakteriler için doğru antibiyotiklerin reçete edilmediğini belirtiyorlar. Bazı bölgelerde, özellikle Üçüncü Dünya ülkeleri ve Hindistan, Pakistan veya Bangladeş’teki yoğun nüfuslu bölgelerde doktorlar antibiyotik kullanmayı çoktan bıraktılar bile. 

Yanlış antibiyotik verilmesi veya çok kısa bir süre için alınması bakterileri öldürmez. Bazı doktorlar genel grip için bile antibiyotik reçete eder ve bu durum daha sonraki hastalıklar için etkisiz hale gelmesine neden olur. Dünya Sağlık Örgütü birçok bulaşıcı hastalığın tedavi edilemez olduğunu ve kontrol edilemediğini iddia ediyor. 

Diğer bir sorun ise Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki çiftçilerin, daha hızlı büyümeleri ve daha fazla et üretmeleri için sığırlara ve diğer hayvanlara beslemek için antibiyotikler vermektedirler.

Artan küresel seyahat sayesinde bakteriler her zamankinden daha hızlı yayılıyor. Alexander Fleming, 20. yüzyılın başlarında penisilin keşfettiğinden beri antibiyotikler yüz milyonlarca hayat kurtardı. Antibiyotikler başta tüberküloz gibi enfeksiyonları tedavi edilebilir hale getirmiştir.

Enfeksiyonları tedavi edemezsek, birçok tıbbi işlem gerçekleştirilemez. Bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için ilaç almazsanız organ nakli çok riskli olabilir. Bir aparatın çıkarılması veya kötü bir kalçanın değiştirilmesi gibi rutin işlemler ölümcül olabilir. Doğum, bir kez daha bir kadının hayatını tehdit edebilir ve çocuk ölümlerini artırabilir. Günümüzde antibiyotiklerle etkili bir şekilde tedavi edilebilen pnömoni gibi hastalıklar bile bir kez daha toplu katile dönüşebilir.

Sağlık uzmanları, hastalıklarla mücadele için daha etkin eylem çağrısında bulunuyor. En yaygın bulaşıcı hastalıkların başladığı hastane hijyenini geliştirmeye çağrıyor. Üçüncü Dünya ülkelerinde ise bakteriler kirli su ve atık su sistemine yayılmakta. Bu sorunun bir an önce çözüme kavuşuturulması gerekmektedir. İnsanların ellerini daha sık yıkamanın farkında olmalarını sağlamak bile bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engelleyebilir.