Oyun Bağımlılığınız Olduğunu Gösteren 7 İşaret!

Oyun oynamak şu aralar hiç olmadığı kadar revaçta. Çünkü eskiden oyun oynamak için bir bilgisayar almanız, bir konsol almanız gerekirken, artık yüksek kaliteli oyunları cebinizde taşıyabiliyorsunuz. Çok yakın zaman önce Geforce Now’un da ülkemizde faaliyete geçmesiyle, artık konsol veya PC oyunlarını da cep telefonu veya tabletlerimizden oynayabilecek duruma geldik. Bu da oyunlara erişebilmeyi daha kolay hale getirdiği için, oyun oynarken bir yandan da saatimizi kontrol etmenin zamanı geldiğini gösteriyor. 

Benim en büyük oyun bağımlılıklarım, Mu Online ve Dota 2 oynarken gelişmişti en son. Koca bir yaz mevsimini sadece sabah 8 ‘den akşam 10’a kadar Mu Online oynayarak geçirdiğimi hatırlıyorum. Karakter her level atlayışında biraz daha şevke geliyor. Her level reset’e girdiğim zaman bununla gurur duyuyor ve bir sonraki reset için daha da gaza geliyordum. Böyle böyle full stats olmuştum. Oyundaki bütün yaratıklara neredeyse tek atıyordum. Peki sonra ne oldu? Bir sabah oyunu açtım. Kullanıcı adı ve şifremi yazdım ancak hesabıma giremedim. Şifrem değiştirildi hatası alıyordum. Moderatörlere onlarca e-mail attım ama hiçbirine dönüş alamadım. 3-4 ay nefes almadan geliştirdiğim karakterim bir anda gitti ve birkaç günlük bir boşluğa düştüm. Muhtemelen hesabım çalınmıştı. O an biraz düşünerek aslında Online Oyunları oynarken daha dikkatli olmam gerektiğini anladım. Evet oyun süresince aldığınız ödüller ve geliştirmeler sizi gaza getiriyor ve beyindeki ödül merkezini uyarıyor. Bu yüzden kendinizi kaybedercesine oynuyorsunuz. Sonu acı bir deneyim oldu benim için ama en azından öğrenmiş oldum. Dota 2 oynarken aslında herhangi bir teknik problem yaşamadım. Ama sosyal hayatımı derinden etkilediğini, her zaman 1 oyun, son 1 oyun, bu kez son 1 oyun diye diye her yere geç kaldığımı fark edince bir yanlışın içinde olduğumu fark ettim. Bir anda aldığım radikal bir kararla oyunu istemeye istemeye sildim ve bir daha da kurmadım. Sizin de hiç böyle bir bağımlılık anınız oldu mu? Oyun oynamak güzel, eğlenceli bir aktivite. Ancak mutlaka bir yerden sonra fren kullanılmalı. Freni ne zaman mı kullanmalısınız? Gelin bu maddeleri biraz konuşalım.

1) Aklınız fikriniz oyunda mı?

Uyurken, okuldayken ya da arkadaşlarınızla tek düşündüğünüz şey oyun oynamak mı? Arkadaşlarınızla konuşurken konu hep oyunlara mı geliyor? Eğer öyleyse oyunlara bir süre ara vermek iyi olabilir. 

2) Ailenizden ve arkadaşlarınızdan size “çok oyun oynadığınız” yönünde uyarılar geliyor mu?

Benim annem, ÖSS (o zamanlar üniversite sınavının adı buydu) zamanlarımda bana çok kızardı. Kalk artık şunun başından. Ders çalış diye. Üniversiteyi de bulunduğum şehirde okuduğumdan sürekli evdeydim ve annem bana yine “kalk artık şunun başından, ders çalış” demeye devam etti  Arkadaşlarım da bazen uyarırlardı beni o zamanlar. Size de eğer bu şekilde uyarılar geliyorsa, oyun vakitlerinizi biraz kısaltmanız iyi olacaktır. 

3) Arkadaş sayınız azaldıysa veya arkadaşlarınız sadece oyunda tanıştıklarınızdansa o zaman biraz daha dikkatli olmakta yarar var.

İnsanlarla yüz yüze görüşemeyince araya bir soğukluk giriyor. Bu soğukluk da arkadaşlarınızı birer birer kaybetmenize sebep oluyor tabi. Durun bir düşünün. Eğer bunları yaşıyorsanız, oyunlarınızı biraz yavaşça yere bırakın.

4) En temel yaşamsal ihtiyaçlarınızı bile erteliyor musunuz?

Yemek yerken PintiPanda, Pqueen gibi oyuncuları izlemek bana büyük keyif veriyor. Size de keyif veriyorsa hemen telaşlanmayın. Bu oyun bağımlılığı anlamına gelmiyor. Ancak oyun oynarken günde en az 3 öğün yemeniz gereken yemeği bir kenara itip sürekli saat saat ileri erteliyorsanız, ya da banyolarınızı aksatıyorsanız ufak bir problem var demektir.

5) Oyun oynarken sinirden kendinizi kaybediyor musunuz?

Ben özellikle arkadaşlarımla, Fifa, Pes turnuvası yaptığımda çok sinirlendiğim anlar oluyor. Özellikle aralarında yenilmeyi kabul etmeyen ve sürekli olarak bahane üreten bir oyuncu olursa. Evet Yiğit, burada senden bahsediyorum. Ben özellikle Souls oyunlarında, daha net söylemek gerekirse Bloodborne oynarken, bir anda ölüp tekrar teeeeğğ bonfire’a kadar döndüğümde kan beynime sıçrıyor. (bu arada bloodborne’u bitirmeden sildim) Ama oyundaki her sahnede sinirlenip bir şeyleri kırıp dökmeye başlıyorsanız, işte burada bir problem var demektir.

6) Ailenize ve yakınlarınıza oynadığınız oyun süresi ile alakalı yalan söylüyor musunuz?

Mesela dün ne yaptın sorusuna, gerçekte 10 saat oyun oynamışken, “evdeydim birkaç saat oyun oynadım” diyerek cevap vermeye başladıysanız bir şeylerin yanlış olduğunun farkında olduğunuzu ama bunu saklamaya çalıştığınızı anlamalısınız. Böyleyse dikkat etme zamanı gelmiştir.

7) Oyun oynamaktan bir yerleriniz ağrımaya başladı mı?

Uzmanların söylemesine rağmen hiçbir oyuncunun (ben dahil) ciddiye alıp da yapmadığı şu 45-60 dakikada bir kalkıp esneme hareketleri yapma olayı konusunda artık bir şeyler yapma zamanı geldi. Ben evden bilgisayar başında çalıştığım için bazen unutup saatlerce hareket dahi etmediğimi fark ediyorum. Tabi bu hareketten kastım bilgisayar başından kalkıp, koltuğuna uzanarak telefonla oynamak değil. Şöyle en azından bir boyun, omuz sallama hareketi iyi olacaktır. Eğer boyun, kol, omuz, göz ağrılarınız oluyorsa mutlak oyun sürelerinizi bir gözden geçirin.

Bu 7 maddeden kaçında “bende var” dediniz? Eğer 3 ve üstü ise aynı benim Dota 2’de aldığım radikal karar gibi, sizin de bir takım radikal kararlar almanızın zamanı gelmiş gibi. Yoksa sonunuz koskoca güzelim 1 yaz mevsimini, Mu Online’a yok yere heba etmiş olan benim gibi olur.