Gözlerden uzak şelalelerden, cıvıltılarla dolu kuş popülasyonuna kadar New York şehrindeki Central Park sürprizlerle doludur. Belki de en büyük sürpriz parkın oldukça alçakgönüllü bir başlangıcı olmasına rağmen zamanla dünyanın en çok filme alınan yerlerinden biri ve ABD’nin en çok ziyaret edilen şehir parkı haline gelmiş olmasıdır.
Mimar ve peyzaj tasarımcısı Calvert Vaux ve küçük ortağı Frederick Law Olmsted 1858’de bir tasarım yarışması kazandığında, New York’un kültürü sonsuza dek değişmişti ve o zamanlar bundan kimsenin haberi yoktu. Yıllar sonra Brooklyn’in Prospect Parkını tasarlayacak olan çift, “Greensward Planı” ile de New York şehrini baştan yaratacak bir plan ortaya koymuşlardı.
Yaklaşık 3100 dönümlük şehir mülkiyetindeki araziyi geliştirmenin ve genişletmenin yollarını araştıran bu plan, Central Park’ın ortaya çıkmasının büyük ölçüde sorumlusudur. Amerikan İç Savaşı ile 1858’den itibaren hayata geçirilen Greensward Planı, parkı bugünkü 3382 dönümlük alana kadar genişletti, karakteristik doğal manzarasını oluşturdu ve yayalar, at binicileri ve araçlar için farklı dolaşım sistemleri uyguladı. İlginçtir ki aradan o kadar yıl geçmesine rağmen bugün bunlar hala kullanımda olan yeniliklerdir.
Calvert Vaux’un ölümü ve Central Park Komisyonu’nun dağılmasının ardından, park bakımı ve kalitesi ile düşüşe geçti. On yıllar boyunca bir zamanların şanlı yeşil alanı solmaya ve zamanla bir enkaza dönüşmeye başladı. Bu durum 1934’te değişti. O zamanlar New York’un bir ikonu olan Robert Moses parkın restorasyonu için görevlendirildi. Bir yıl içinde Moses, parkın görüntüsünü yeniledi. İkonik Great Lawn’u yarattı ve parka eklediği 19 oyun alanı, 12 spor sahası ve daha fazlası ile Central Park’ı tamamlanmış bir kentsel vaha haline getirdi.
Central Park görkemli bir dönüş yaptıktan sonra küresel bir simge haline gelmesi uzun sürmedi. 1962 yılında parka Ulusal Tarihi Öneme Sahip Eser statüsü verildi. Aynı yıl, Halk Tiyatrosu Central Park’ın Delacorte Tiyatrosu’nu, Park festivalinde dünyaca ünlü Shakespeare’in evi olarak seçti. Aslında, havadaki varlıklar bile parkın hayran kitlesi arasında sayılabilir. Manhattan’ın en ünlü yeşil alanı, kuruluşundan bu yana dünyanın dört bir yanından 280’den fazla kuş türünü ağırlamıştır. Shakespeare aktörleri, tüylü dostları ve her yıl 25 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Central Park, hem dünya hem de New York şehri için kesinlikle hem kültürel hem de doğal bir zenginlik.
0 Yorum