Sinemanın Çığır Açan 12 Filmi

Harry Potter serisinin tamamı sizi tamamen farklı bir hayal dünyasına götürür. Harry Potter filmleri, çocuk fantastik romanlarından uyarlanan filmlerin öncüsü olarak, bu tarz filmlerin büyük gişe rekorları kırabileceğini gösterdi. Aynı zamanda çocukların başrolde olduğu filmlerin de başarılı olabileceğini kanıtladı.

Harry Potter filmleri, J.K.'den Rowling'in efsanevi romanlarından uyarlanan, sekiz fantastik filmden oluşan bir seridir. Daniel Radcliffe, Rupert Grint ve Emma Watson'un başarılı oyuncuklarıyla da birleşince filmler çok kısa sürede tüm dünyanın beğenisini kazanmıştır. Harry Potter ayrıca bir film serisine dönüştürülen ilk fantastik roman serilerinden biridir. Yapım şirketi Warner Bros., 1,2 milyar dolarlık bütçeyle çekilen filmlerden toplam 7,7 milyar dolar kar elde etmiştir. Seri aynı zamanda 2 bölümlük final tarzını kullanan ilk filmdir.

Film endüstrisinde türünün ilk örneği olan Harry Potter serisi, sadece filmleriyle değil, endüstrinin dışında da birçok konuda ilklerin yaşanmasını sağlamıştır. Harry Potter filmleri film yapımcılarının hayal sınırlarını zorlayarak, onları çocuk konseptli filmlerde daha yaratıcı olmaya itmiştir. Daha önce kullanmak konusunda tereddüt ettikleri sihir unsurunu da cömertçe kullabilmelerini teşvik etmiştir. 

İlk Star Wars filmi vizyona girdiğinde büyük bir ses getirmişti. Hollywood'un odağını dramalar, sıradan temalar ve bilindik çatışmalardan uzaklaştırıp beyazperdede hayal edilemez özel efektlere çeviren türünün ilk örneğiydi.

Destansı Amerikan uzay serisi Star Wars, George Lucas tarafından bir popüler kültür ögesine  dönüştürülen toplam 9 filmlik bir seridir. 1977 tarihli Yıldız Savaşları filmi, bu serinin kitaplara, romanlara, kısa öykülere, çizgi romanlara, dergilere, oyuncaklara ve hatta tema park oyuncaklarına kadar uzanan geniş bir alana yayılmasının başlangıcı oldu. Star Wars, gerçek dünyayı kendi kurgusal evrenine entegre etme konusunda oldukça başarılı bir yapımdır. 2020 itibariyle, serinin brüt değeri 70 milyar dolar civarındadır.

Star Wars, Hollywood filmlerinde estetiğin ve anlatıların işleyiş şeklini değiştirmiştir. Star Wars filmleri muhteşem görsel efektlere sahiptir ve 1978 Akademi Ödülleri'nde en iyi görsel efekt ödülünü kazanmıştır. Seri, gelecek tüm film yapım projelerinde görsel ve özel efektler için çıtayı yükseltmiştir Aynı zamanda, tek bir adamın yani George Lucas'ın gişe rekorları kıran bir filmi yazdığı, ürettiği ve yönettiği ilk seri olma özelliğini taşır.

Avatar 3 boyutlu filmleri tekrar popüler haline getiren film olmuştur. Avatar, bu alanda bugüne kadar yapılmış en iddialı filmdir. Film 2009 yılında vizyona girmeden önce 1994'ten beri üzerinde çalışılan ve geliştirilen bir film olmuştur. James Cameron'un yönetmenliğini yaptığı film tüm zamanların en çok hasılat yapan filmidir. Film, gerçekçi 3 boyutlu efektlerle animasyon filmlerinin yapılma şeklini değiştirmiştir.

Avatar, James Cameron tarafından yazılan, yönetilen, üretilen ve kurgulanan destansı bir bilim kurgu filmidir. Bu film, sürükleyici bir hikaye ile dünyayı daha önce hiç görülmemiş bilgisayar grafiklerinden oluşan animasyonlu bir dünyaya etkili bir şekilde taşımıştır. Film, 3D dünyasında devrim niteliğinde bir değişiklik getiren yeni hareket yakalama çekim tekniklerinden kapsamlı bir şekilde yararlanmıştır.

Avatar, En İyi Film Akademi Ödülü kazanamamış olsa da, gelecekte birçok animasyon filminde kullanılacak bir teknolojiye öncülük etmeyi başarmıştır. Bugün herhangi bir filmin hem 2 boyutlu hem de 3 boyutlu olarak yayınlanması mümkündür. Bu, film yapımcılarının gelirlerini iki katına çıkarırken, izleyiciye de farklı bir deneyim sunabilmek imkanı sağlamaktadır.

Oyuncak Hikayesi elle çizilmiş animasyon filmlerine sonsuza kadar veda edilmesini sağlayan filmdir. Oyuncak Hikayesi, tekrarlayan müzik veya drama hikayelerinin yerine türünün ilk örneği olarak bilgisayar ortamında hazırlanmış grafiklerle yapılan ilk animasyon filmidir.

Oyuncak Hikayesi 1995 yılında küçük bir şirket olan Pixar tarafından yaratılan ilk uzun metrajlı animasyon filmidir. Film, bir animasyon filminde yenilik, aksiyon, komedi ve duyguları bir araya getiren ilk filmdir. Film yapımında kullanılan geleneksel animasyon teknolojileri yerine tamamıyla bilgisayar kullanılarak yapılmıştır. Film sadece grafiklerden oluşmamaktaydı, aynı zamanda bir astronot ile bir kovboy arasında geçen ve izleyicilerin kalbini kazanan çok sıcak ve özel bir yere de sahipti.

Oyuncak Hikayesi'nin en önemli özelliği esprili diyaloglara sahip ilk çocuk filmi olmasıydı. Böylelikle film hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap edebildi. İlk Oyuncak Hikayesi filmi sonrası serinin devamı olarak 2, 3 ve 4. filmlerde izleyici tarafından beğeni toplayan filmler oldular.

Sinemanın en büyük başyapıtlarından biri olan Baba yani The Godfather, epik bir üçleme getiren türünün ilk örneğiydi. Aynı zamanda izleyiciyi karanlığa bakmaya zorlayan ilk filmdi. Gölgelerin dünyasını keşfeden kara ışık efektleriyle bu film, pozlama ve üç noktalı aydınlatmanın temel kurallarını değiştirdi.

Baba, Mario Puzo'nun yazdığı ünlü romana dayanan Francis Ford Coppolla'nın yönettiği bir Amerikan suç dramaları üçlemesidir. Üçleme, İtalyan-Amerikan mafyası olan Corleone ailesine ve kurucusu Vito Corleone'nin hayatına dayanmaktadır. Seri, 28 Akademi Ödülü adaylığından dokuzunu aldı ve tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. 

O zamanlar pek başarılı olmayan Francis Ford Coppola tarafından yönetilen bu filmin Hollywood tarihini sonsuza dek değiştireceğini kimse tahmin edemezdi. Film çoğunlukla karanlıkta özel ışık efektleri kullanılarak çekilmiştir. Karanlık arka plana rağmen, her zaman çerçevenin ana kısmına odaklanan güçlü bir ışığı vardır. Filmde, Rönesans'taki tablolara benzeyen pozlama ve aydınlatma teknikleri kullanılmıştır. Bu sayede ortaya çıkan filmler ikoniktir ve gelecekteki birçok filme ilham olmuştur.

Daha önce eşi görülmemiş bir film olan Blair Cadısı, paranormal aktiviteyle ilgili filmlerin zirvesi niteliğindedir. Aynı zamanda milyonlarca kazanç sağlayan ama uygun bütçeli bir film olarak türünün ilk örneğidir. Film, sinema salonlarına olası mide bulantısı konusunda izleyicileri uyaran yeni uyarı işaretlerinin asılmasına sebep olmuştur. Aynı zamanda paranormal aktiviteyle ilgili ilk korku filmidir.

O zamanlar birer amatör olan Daniel Myrick ve Eduardo Sanchez tarafından sadece 10 doların altında bir fiyata mal olan Blair Cadısı, iyi bir film yapmak için gereken her şeyin özveri, fikir ve sıkı çalışma olduğunu kanıtlamıştır. Film son derece ucuz kameralarla çekilmiştir ve senaryosu yoktur. Ancak yine de korku filmi endüstrisini sonsuza dek değiştirmeyi başarmıştır. Filmin en yaratıcı yanı parlak pazarlama stratejisidir. Yapımcılar filmi Sundance Film Festivali'nde tüm oyuncuların “Kayıp” veya “Ölü” olarak listelendiği bir sunumla izleyicinin dikkatini çekmeye çalışmıştır. Bu, izleyicilerde ürkütücü bir heyecan duygusu yaratmaya fazlasıyla yetmiştir. 

Bu film, en iyi korku filmlerinden biri olarak görülmese de, başarılı bir pazarlama kampanyasıyla türünün ilk örneğidir. Film seyirciyi, görmek üzere oldukları şeyin gerçek olmasa da gerçek bir görüntü olduğu konusunda uyaran bir ifadeyle başlar. Blair Cadısı, izleyicilere beklenmedik ve izlemesi heyecan verici bir şey sunarak, büyük bir ticari başarı elde etmiştir. Böyle bir ilk uyarı mesajının doğru ya da yanlış olup olmadığı kimin umurunda? Blair Cadısı tüm film yapım kurallarını yıkmıştır ve tamamen yenilerini yaratmıştır.

Usta yönetmen Steven Spielberg'in mükemmel duygu aktarımı, gerilim ve güçlü oyunculuk, Jaws gibi bir filmde bir araya gelmiştir. Jaws, film yapımcılarının hala kopyalamaya çalıştığı yeni bir tür yaratmayı başarmıştır. İlk kez aynı anda yüzlerce sinemada gösterime giren bir film olma özelliğini taşır.

Jaws, küçük Amity kasabasında sahile gidenleri korkutan büyük bir beyaz köpekbalığı hakkında 1975 yapımı bir canavar filmidir. Jaws, sürekli gizlenen ve görünmeyen bir tehlikenin izleyicisine ürkütücü bir korku duygusu aşıladığı bir film olmuştur. Bu film, şimdiye kadar yapılmış tüm canavar filmlerinin bir yol göstericisi olmuştur.

Okyanusta çekilen türünün ilk büyük sinema filmidir. Filmin aynı anda 450'den fazla sinemada gösterime girmesi o zamanlar için çok büyük bir olay olmuştur. Filmin yapımcıları birden fazla kanalda 30 saniyelik fragmanlar yayınlamıştır ve ardından tüm Amerikalıların aynı anda izleyebilmesi için filmi tüm sinema salonlarında aynı gün vizyona sokmuşlardır. O zamandan beri tüm filmler aynı standartla vizyona girmeye başlamıştır. 1977'de Star Wars vizyona girene kadar en yüksek hasılat yapan film unvanını da elinde tutmuştur.

Titanik, dünya çapında gişe rekorları kıran ve gişede 1 milyar dolardan fazla kazanan Hollywood filmlerinin ilkidir.

James Cameron'ın Titanik filmi, gerçek hayattaki bir trajediyi, kurgusal bir aşk hikayesine dönüştüren türünün ilk örneğidir. Filmin hikayesi, mükemmel yönetmenlik becerileri, müziği ve karakter gelişimi, sadece onu izleyen tüm nesli hayran bırakmakla kalmadı, aynı zamanda gelecek nesillere de ilham verdi. Film gerçek olarak algılanan ama gerçek olmayan trajik bir aşk hikayesini anlatmaktadır.

Batmaz denilen bir geminin batması ve onunla birlikte 1.500'den fazla insanın sulara gömülmesi gibi yaşanmış gerçek bir olay, film yapılmadan önce çok fazla insanın ilgisini çekmemiştir. Titanik filminden sonra ise, tüm dünya filmin etkisinde kalarak yaşanan bu trajik olay ve filmin hikayesi için baya bir göz yaşı dökmüştür. 

Sinema sektöründe çığır açan bu film, sesin diyaloglar şeklinde eklendiği dünyanın ilk sesli filmi olma özelliğini taşır. Caz Muganisi, sinemacılığa sözlü diyaloğu getiren türünün ilk örneğidir. Sektördeki böyle bir teknik ilerleme filme ilk onursal Akademi Ödülü'nü kazandırmıştır.

Warner Bros. Studios ilk sesli filmi, o zamanlar çığır açan “Vitaphone” adlı bir teknolojiyi kullanarak yapmıştır. Bu teknolojide ses biraz dengesiz çıksa da, film yapımında önemli bir kilometre taşı olmuştur. Caz Muganisi aynı zamanda senkronize bir müzik notasıyla beraber dudak uyumlu şarkı söylenen ve diyaloglara sahip ilk uzun metrajlı filmdir.

Bu sıradışı bilim kurgu filminin yapımında kullanılan insan yapımı özel efektler büyük bir fark yaratmıştır. 2001: Bir Uzay Destanı, başarılı bir film yapmak için diyalogların çokta önemli olmadığını kanıtlamıştır, çünkü filmde neredeyse hiç diyalog yoktur.

2001: Bir Uzay Destanı, Hollywood'da anlatım için özel efektlere, görsel-işitsel efektlere ve görüntülere dayanan tamamen yeni bir film türü yaratmıştır. Yönetmen ve yapımcı Stanley Kubrick, izleyici için büyüleyici bir uzay deneyimi yaratmak için özel efektler, ses efektleri ve görüntüler kullanmıştır. Böylelikle Kubrick filminde bir şeyleri anlatmanın diyaloglar olmadan mümkün olabileceğini göstermiştir.

Bu filmde kullanılan teknik ve yöntemler diğer bilimkurgu ve uzay filmlerinin koyduğu kurallara bir meydan okumadır. Bu teknikler daha sonrasında Star Wars ve Yaratık da dahil olmak üzere birçok farklı filmde kullanılmıştır. 

Spielberg'in bir başka başyapıtı olan Jurassic Park, dinozorlara hayat veren ilk yapım olma özelliğini taşır. Animatronik robotlar ve teknolojik olarak gelişmiş özel efektler kullanılarak, izleyiciye gerçekçi bir görsel deneyim sunulmuştur. Jurassic Park sayesinde insanlar artık dinozorların nasıl göründükleri ve davrandıkları hakkında bir fikre olmuşlardır ve dinazorların var olduğu geçmişin distopik dünyasıyla ilişki kurabilmişlerdir.

1993'te vizyona giren Steven Speilberg'in Jurassic Park'ı Hollywood'u ve sinema sektörünü sonsuza dek değiştirmiştir. Michael Crichton'un, 1990'daki en çok satan kitabından uyarlanan bu film, şaşırtıcı görseller ve müzikler kullanan, gerçekçi görünümlü dinozorların olduğu döneminin en merak uyandıran yapımı olmuştur. 

Bilgisayar üretimli imgeleme yani kısaca CGI şu anda yaygın olarak kullanılıyor olsa da Jurassic Park, bu efektleri kullanan ilk filmdir ve kendisinden sonraki Yenilmezler, Yüzüklerin Efendisi ve Avatar gibi diğer filmlere ışık tutmuştur. Steven Speilberg, dinozorları doğru ve etkileyici bir şekilde izleyiciye aktarabilmek için ünlü paleontolog Jack Horner'la fikir alışverişinde bulunmuştur.

Üst düzey bilgisayar animasyonu ve yapay zeka yazılımı kullanan Yüzüklerin Efendisi serisi birçok Akademi Ödülü'nün sahibi olmuştur. Fantastik seri, herkesin sinema algısını değiştirmiştir ve kısa sürede dünya çapında bir ün kazanmıştır.

Yüzüklerin Efendisi, J.R. R. Tolkein tarafından yazılan aynı adlı romandan uyarlanan üç epik fantastik filmden oluşan bir seridir. Dünya çapında 3 milyar dolarlık net kar elde eden tüm zamanların en başarılı filmlerinden biri olarak kabul edilir. Filmin yapımında kullanılan gelişmiş animasyon ve yapay zeka teknolojisi türünün ilk örneğidir. 

Yönetmen Peter Jackson üçleme üzerinde sekiz yıl çalışmıştır ve üç film de aynı anda çekilmiştir. Filmlerin en şaşırtıcı yönü, kaynakların ve teknolojinin oldukça kısıtlı olduğu bir dönemde yaratmayı başardıkları etkidir. Filmlerin, inanılmaz savaş sahneleri ve çığır açan görsel efektleri adeta izleyiciyi büyülemiştir.