Hollywood Tarihinin En Pahalı Sahneleri

Gotham Şehri'nin tasarımı, çizgi roman dünyasının en ünlü, özel ve karmaşık bir yapıya sahip olan şehri olması nedeniyle Batman film yapımcılarının en heyecan verici ürünü oldu. Şehir depresyon ve sofistike bir yapının birleşimi düşünülerek ortaya çıkarılmıştır. Filmin yönetmeni Tim Burton uzun zaman kafasında canlandırdığı ve şehrin görünümüyle eşleşen gerçek bir yer araştırdı. Ancak kafasında canladırdığı gibi bir yer bulamayınca, o ve yapım tasarımcısı Anton Frost sonunda Gotham Şehri'ni kendileri inşa etmeye karar verdi.

Gotham Şehri, birkaç kilometre boyunca ana cadde dahil olmak üzere, Pinewood Stüdyoları'na inşa edilmiştir ve bir dizi alt cadde ile birlikte ünlü kenti inşa etmek için 400 kişi işe alınmıştır. Şehrin çizgi romandaki ile tıpa tıpa aynı olabilmesi, canlı ve kalabalık görünmesini sağlayabilmek yaklaşık altı ay sürmüştür.

Film yapımcıları Gotham Şehri'nin gerçek kurulum maliyetini söylemedi. Ancak filmin 35 milyon ABD doları üretim bütçesini aşmasının ana sebebinin Gotham Şehri olduğu düşünülmektedir.

Bağımsızlık Günü, Diane Emmerich ve Diane Devlin'in yazdığı ve aynı zamanda yönettiği başrolünde Will Smith'in yer aldığı dünyanın en ünlü bilim kurgu filmlerinden biridir. Film, dünya gişesinde başarılı bir sonuç elde etmiştir. Filmin gelirleri 800 milyon ABD dolarını aşarken, üretim bütçesi ise sadece 75 milyon dolardır.

Filmin başarısı, New York şehrine saldırı sahnelerinde kaynaklanıyor. Bu sahnenin bütçesi, 1990'ların standartlarına göre çok yüksek bir rakam olan yaklaşık 3 milyon ABD dolarıydı. Bu sahne o zaman dünya çapında film endüstrisi için bir heyecan yarattı ve sinema salonlarının artan popülaritesine doğrudan katkıda bulundu. Filmin bu bölümünün yapımına başlamadan önce bu sahneler için yapımcının ve yönetmenin büyük umutları olduğu filmin ana posterinde yer alıyor olmasından da anlaşılmaktadır.

Titanik filminin bütçesi, 1990’lı yıllardaki ortalama yapım maliyetlerine kıyasla 200 milyon dolar gibi oldukça yüksek bir rakama sahipti.

Filmin yapım bütçesinin 20 milyon dolarlık kısmı, geminin ikiye bölünmeden ve tamamen batmadan önceki okyanus yüzeyinin üstünde görünen eğimli görüntüleri için tahsis edilmiştir. Bu sahnenin bu kadar maliyetli olmasının sebebi gerçek gemiyle eşleşen bir yapının inşa edilmesinden kaynaklanmaktadır. Maliyeti olabildiğince az tutabilmek için geminin sadece üst yarısını inşa etmişlerdir. Daha sonra bilgisayar ortamında efektlerle sahne zenginleştirilmiş ve izleyiciye sunulmuştur.

Savaş filmleri genellikle oldukça az sayıda yüksek bütçeli sahne içerir. Savaş sahnelerini çekmek çok sayıda ekipman, teknisyen ve yedek aktörün yanı sıra bunların hepsinin sigorta operasyonlarını yürütmek için gerekli unsurlar gibi birçok detay gerektirir. Pearl Harbor’daki sahnelerde yapım ekibinin karşılaştığı zorluklar ve bütçe anlamında önde gelen yüksek bütçeli sahnelerin olduğu bir filmdir. 

Pearl Harbor'daki Japon saldırısının sahnesi, filmin en göze çarpan sahnesi oldu. Yönetmeni Michael Bay, sahnenin çok gerçekçi olmasını istedi. Bununla birlikte, film yapım endüstrisinin teknikleri henüz yönetmenin vizyonunu gerçekleştirecek kadar gelişmemişti. Bu yüzden herhangi bir hile ya da özel efekt olmadan gerçek donanma gemilerinden birini kullandı ve 700 parmak dinamiti ve yaklaşık dört bin galonluk yakıt ve bir dizi bomba kullanarak gerçek bir patlama yaptı.

Pearl Harbor'daki saldırının sahnesini çekmek için farklı açılara yerleştirilmiş on iki kamera kullanıldı. Sahne için gerçek gemi kullanılacağı için yeniden filme almak için şansları olmayacaktı. Sahnenin çekimi için çok hassas ve özenli davranıldı bu da sahnenin yaklaşık altı haftada çekilmesine ve tüm filmin bütçesini yükseltmesine neden oldu. Yaklaşık 5,5 milyon dolarlık bir bütçe ile film ekibi ve Hawaii'deki pek çok devlet kurumu ve güvenlik kurumu filme alındı. İşin en enterasan tarafı ise bu tüm çaba ve harcanan paranın ekranda sadece 12 saniyelik görünecek bir sahne için olmasıydı. 

Kod Adı Kılıçbalığı, John Travolta, Hugh Jackman ve Halle Berry'nin rol aldığı, Skip Woods'un yazdığı ve Dominic Sena'nın yönettiği dönemin en çok ses getirmiş filmlerinden birisidir.

Film, Hollywood tarihindeki en pahalı sahnelerden birini içeriyordu. Bu okul otobüsünün Los Angeles şehir merkezindeki bir helikopterde asılı kaldığı bir sahneydi. Aslında sahne gerçekten çekilmemişti. Bilgisayar ortamında çeşitli oynamalar yapılarak canlı görüntü ile birleştirildi.

Filmin yönetmeni Dominic Sena hafızalara kazınan bu otobüs sahnesinin, izleyici için olabildiği kadar gerçekçi olmasını istedi ve bu nedenle görsel vizyon ekibine kafasında kurguladığı sahneyi çıkarması için tam yetki verdi. Filmin bütçesi yaklaşık 102 milyon dolar olarak tahmin edilirken sadece bu sahnenin maliyeti 13 milyon dolar olmuştur.

Matrix veya Matrix serisi, çok sayıda dövüş sahnesi ve kovalama içerir. Seri, her şeyden önce bilim kurgu kategorisine ait olup, gerilim ve heyecana dayanmaktadır. Ama The Matrix Reloaded sahip olduğu bazı sahneler ile serinin diğer filmlerinden ayrılmaktadır. 

Bu sahne serinin kahramanları Newo ve Smith'in mücadele ettiği destansı savaşın ortaya çıkarılabilmesi için yüzlerce kopyanın birleştirilerek oluşturulduğudur. Bu sahnenin her saniyesi bir çok sinemasal hileye ve bilgisayar modifiyeli efektlere dayanıyordu. Hollywood tarihinin en pahalı sahnelerinden biri olan bu sahnenin yapımı toplam 27 gün sürdü. Bu sahne 150 milyon dolar olan film bütçesini bir bütün olarak 40 milyon dolarlık büyük bir maliyetle yükselmesine neden oldu. 

Süpermen Dönüyor küresel sinema tarihindeki en önemli üretkenlik paradokslarından biriydi. Orjinal senaryoda, 2006 yılında sinemalarda halkın gördüklerinden farklı bir açılış sahnesi vardı. Bu sahne Superman'in kendi toprakları olan Krypton Gezegeni'ne geri dönüşünü ve döndüğünde gezegende enkazdan başka bir şey kalmıyışını görmesiydi. 

Bu sahne tamamen sinematik hilelere ve görsel efektlere dayanıyordu, bu da maliyetini büyük ölçüde artırdı. Filmin tamamı olan iki saat ve otuz dört dakikalık tüm üretim bütçesi 209 Milyon ABD Doları olarak tahmin ediliyor iken, beş dakikalık bu sahne süresi 10 milyon dolara mal olmuştur. 

En büyük paradoks, yönetmen Brian Singer'ın sahnenin teknik seviyesini sevmemesi ve bu nedenle yüksek maliyetine rağmen son versiyonundan çıkarmaya karar vermesiydi. Ancak yapımcı daha sonra silinmiş sahneyi filmin DVD versiyonuna ekleyerek piyasaya sürmüştür.

Filmin bütçesi 150 milyon dolar civarındadır. Bunun 5 milyon doları kısa süreli bir sahne olan Brooklyn köprüsünün çöküşüne rağmen hayatta kalan çok sayıda kişinin köprünün üzerinden geçişini gösterendir.

Brooklyn Köprüsü sahnesi, Hollywood tarihinin en pahalı sahnelerinden biridir ve aynı zamanda film yapımcıları tarafından da teyit edildiği gibi yürütme açısından en zor sahnelerden biridir. Filmin yönetmeni Francis Lawrence sahneyi altı gece üst üste filme aldı. 1825 metre uzunluğundaki köprünün üzerinden ateş etmek için 14 devlet dairesi ile koordineli bir şekilde çalışıldı. Çekimlerde 250 üyeli Ulusal Muhafız, Sınır Muhafızı, ABD Savunma Bakanlığı ve Sahil Güvenlik görevlileri de yer aldı.

Brooklyn Köprüsü'nün çöküşü sahnesi, Ben Efsaneyim'deki en ünlü sahnelerden biridir. Öyle ki film yapımcıları yıkılan köprünün görüntüsünü filmin ana posterinin arka planı olarak seçmişlerdir.

Kara Şövalye Yükseliyor, Christopher Nolan'ın yönettiği The Dark Knight Trilogy filmlerinin üçüncü ve son bölümüdür. 

Üçlünün en göze çarpan ve pahalı olan sahnesi Kara Şövalye Yükseliyor'daki uçağın kaçırılmasıydı. Bu sahnenin herhangi bir hileye ya da görsel efektlere dayanmadan gerçekleştirildiğine inanmak zor olabilir. Sahne için filmin yönetmeni Nolan bir grup profesyonel paraşütçüyle ve film ekibi ile birlikte İskoçya'daki çeşitli hükümet kurumlarıyla işbirliği yaptı. Gökyüzünden gerçek bir uçağı düşürmek için çok sayıda lisans ve izin almak durumunda kaldılar. 

Uçağın çekiminden önceki hazırlık süreci birkaç ay sürdü. Sahnede yer alan paraşütlülerden oluşan takım, bunu gerçekleştirmek için gereken hareketler hakkında yoğun bir eğitime tabi tutuldu. Sahnenin gerçek uygulaması da tam beş gün boyunca planlandı.

Skyfall, Daniel Craig'in rol aldığı üçüncü James Bond filmidir ve yönetmen Sam Mendes bu serinin öncülüğünü üstlendi. Filmi bugüne kadarkilerin hepsinden farklı ve heyecanlı kılmaya hevesliydi, bu yüzden sadece bilgisayar hilelerini kullandı.

Bazı basın raporlarına göre bugüne kadarki en pahalı sahnelerden biri Skyfall'daki son sahnedir. Çünkü sahnede gerçekleştirilen binadaki devasa patlamaların ve büyük yangınlanların hepsi gerçektir. 

Final sahnelerinin gerçek maliyeti tam olarak bilinemesede, Skyfall 1962'den beri çekilmiş tüm James Bond filmleri arasında 200 milyon dolarlık bütçesi ile en büyük bütçeli filmidir.