Hormonlar inanilmaz derecede insanın fıtratını mizacını karakteristik özelliklerini ve artı yaşam kalitesini etkilemektedir. Hormonlar ve otonom sinir sistemi yakın ilişki içindeler ve beraber çalışırlar. Bu sistemi, sinir sistemi, mide bağırsak faaliyetleri gibi geniş bir yelpazeyi etkileyebilir. Kadınların salgılanan hormonları tüm hayatı etkisi altına alır. Yani belirli günlere göre salgılanan östrojen, progesteron, testosteron gibi hormonlar, kadınların psikolojik durumunu, enerji düzeyini, romantik hayatını, içe veya dışa dönük olmasını, tatlı ihtiyacını, beslenme şeklini ve kilosunu etkilemektedir
Her erkekte kadınlık, her kadında da erkeklik hormonu düşük oranda da olsa hep vardır. Bu hormon yapay olarak arttırıldığında beyindeki genetik programın etkilenmesi ile cinsiyet sınırları karışmaya başlar. Bunun sebebi ise hormonların davranışlarımızı belirleyici özelliklerine beyindeki program yoluyla ulaştıklarındandır.
Hormonsal salgıların etkilenmesi ve değişmesi ile cinsiyet sınırları karışmaya başladığında beyindeki mekanizma tersine de işleyebilir. Basında tartışma konusu olup haberlere yansıyan bir olay da misal: İngiltere’de yasayan beş kadın milletvekili, erkeklik hormonu alarak erkek meslektaşlarıyla daha kolay rekabet edebildiklerini açıklamışlardı. Kendilerini artık daha enerjik, atılgan ve hafızalarının daha güçlü olduğunu savunuyorlardı. Bilimsel araştırmalar sonucunda da bu tezleri doğrulanmaktadır. Çünkü, vücutlarında erkeklik (testosteron) hormonu yüksek olan kadınların iş hayatında daha başarılı olduklarını desteklemektedir. Hatta bir cok ilâç firmaları bu durumdan kazançlar elde etme amacı ile, testosteron ihtiva eden jeller üreterek, çalışan kadınları desteklemeye başladılar.
Fakat çok önemli bir husus bulunmaktadir ki hormonlarIn değişimi ile yani kadının beyin ve vücudunda östrojenden fazla testosteron salgılanması ile kadının toplumdaki rolüne, kadın ve erkeğin evlilik ilişkilerine zarar verilmesinin dışında kanser riskinin de olağanüstü bir hız ile artırması, endişelere sebep olmaktadır.
Hormonların yeteri miktarda düzenli bir biçimde salgilanması bilhassa kadınlarda östrojenin testosterondan daha fazla olması beyin hücrelerinden, cilt sağlığına kadar birçok faydası bulunmaktadır. Cildin elastikiyetini koruması, saçların canlılığını koruması, kadınların organlarının yeterli nemi ve kayganlığı koruması, beyin hücrelerinin Alzheimer hastalığı ve bunamadan korunması gibi birçok pozitif sağlık etkileri bulunur. Ayrıca östrojen hormonunun beyin kan akımını artırıcı, iltihabı önleyici, çok önemli olarak beyindeki sinir hücrelerini koruyucu ve besleyici etkileri de mevcut.
Östrojeni doğal yollardan artırmak için:
1. Yaşam şartlarının değişmesi östrojen hormonun da değişmesine neden olmaktadır. Stresli östrojen hormonunun azalmasına neden olmaktadir.
2. Sigara kullanımı yüksek ölçüde endokrin sisteminin olumsuz etkileyen bir durumdur. Bundan dolayı östrojen hormonunun salgılanmasında azalma hatta duraklama görülmektedir.
3. Bir diğer etkende belli bir düzeyde egzersiz yapmaktan ibarettir.
4. Yeme alışkanlıklarını değiştirip soya ürünleri, soya sütü ve peyniri gıda takviyesine ekliyerek östrojen hormonun seviyesini arttırılmaktadır.
5. Ayrıca mineral, vitamin ve protein açısından zengin gıdalar; keten tohumu, brokoli, sarımsak, taze fasulye, kurutulmuş kayısı, patates, şeftali ve çilek gibi ve baklagiller, soya fasulyesi, bezelye, barbunya, karnabahar, kuru erik ve kayısını yiyeceklerde önemli bir faktördür artışta.
6. Şeker kullanımı sadece doğal olarak meyvelerden almak en sağlıklısıdır. Şeker ve karbonhidrat tüketimini azaltmak östrojen hormonunun seviyesini arttırır.
7. Adaçayı, karabaş otu, meyan kökü, kekik, su yosunu ve nane çayı gibi bitki çaylarıda artışta fayda sağlamaktadır.
0 Yorum